Mısırda Yeni Bir Fay Hattı!


Atilla Morçol
05.12.2012;Konya


Eski otoriter despot rejim ile Mısır Halkı arasındaki derin fay hattı; Mübarek rejiminin devrilmesi ve Ordunun kışlaya geriletilmesi ile Mısır Halkının hayrına sonuçlanmıştı. Halkın yüzlerce kurban vermesine ve binlerce de yaralı ile bu badire atlatılmış, İhvan’ın desteklediği Muhammed Mursi, Halkın oylarıyla Cumhurbaşkanlığına getirilmişti.
Bu gün Mısır zor bir dönemeçten daha geçiyor. Eski rejim yanlıları karşı devrim için her yolu deneyeceklerdir. Mısır’da “Mursi Karşıtları” olarak tanımlanan aktörler; laikler, demokratlar ve en önemlisi de eski rejim yanlısı kesimlerden oluşmaktadır. Ordu’nun bu kesimin arkasında konuşlanacağından kuşku yoktur. Mursi’nin yanında Mısır İhvanı ve selefi, tekfirci aşırılardan oluşan halk kesimi olacağı malumdur. Mısırda siyasetin bu haliyle kutuplaşmasında; AB ve Amerika’nın Mursi’nin yanında değil Mursi Karşıtlarına destek olacağını söylemek te zor değildir.
Siyaset; toplumdaki güç dengelerini hesap edip,güç odaklarına karşı  halkın desteğini kazanabilme becerisidir. Siyaseten becerikli olanlar, halkın desteğini alıp pusuda bekleyen güç oadaklarını alt edip Ülke’nin kaderini ellerine almayı her devirde başarmışlardır! Ali ra siyaseti bu açıdan muarızlarının siyaseti karşısında zayıf kalmıştır ve Hilafeti; Şam’ın Yeşil Sarayına kaptırmıştır. Tabi böylesi siyasi çatışmalar, komitacılık, şiddet ve baskılar despot karakterli rejimlerde söz konusudur. Egemenliğin halkta olduğu, anayasa ile kurumsallaşmanın çerçevelendirildiği, hak ve özgürlüklerin, görev ve yetkilerin belirlendiği, güvence altına alındığı ve yargı denetimine tabii olduğu özgür toplumlarda kim halkın beklentilerine ve güvenine layıksa; halk onu iktidara getirdiği malumdur. Afganistan’da Taliban Rejimi siyaset bilimini hiçe sayıp,Ülkeyi dini hamasetle ve  çağlar öncesi siyasi anlayışla yönettiğinden üç beş yıllık bir sürede hem iktidarı kaybetmiştir,hem de ülkesinin daha da yıkımına neden olmuştur.
Bu günün medeni dünyasında artık ne dini istibdada ne de laik istibdada yer yoktur! Artık kitleler de Müslüman halklarda ideolojiler adına bir baskıyı, istibdadı ne hoş görüyor ne de meşru görmektedir. Tarihte krallık ve sultanlıktan başka bir yönetim şeklinin olmadığı devirlerde, evrensel anlamda tek meşruiyet kaynağı adalet ve şefkat idi. Bu hem İslam açısından böyleydi hem de gayri Müslimler açısından geçerlidir. Rasulullah’ın despotizmden bunalan Müslümanlara Habeşistan’ı işaret etmesinin altında, Necaşi’nin adalet ve merhamet temelli yönetiminden başkası değildir.
Toplumların yönetimi, keyfiyetinden bağımsız değildir. Bir toplum eğer İslam’ı öz nefsine hakim kılmışsa elbette ki bunun siyasal sisteme yansıması da aynen böyle olacaktır. Aksi durumda bir toplumda nüfus; Müslümanlardan, gayri Müslimlerden, seküler, laik düşünce sahipleri ve benzeri kesimlerden oluşuyorsa;”Şeriat” ve “İslam Devleti” iddiası bir dayatmadan başka bir anlam ifade etmeyecek bu da toplumsal çatışma nedeni olacaktır. Toplumsal çatışmalar ise pusuda bekleyen egemen/mütref azınlıktan başka hiç kimsenin işine yaramayacaktır. Hiçbir peygamberin, müşrik egemenlerin tüm kışkırtma ve saldırganlıklarına rağmen, Davet’i çatışma boyutuna getirmeden sürdürmüş olmasının manası budur. Biliniyordu ki, Çatışma Müslümanları zayıflatacak, müşrikleri ise güçlendirecektir. Zira şirkin tabiatında çatışma, kavga ve şiddet vardır. Tevhit ise barış ve özgürlük ortamında gelişir, gürbüzleşir. Zira Tevhidin gücü, cazibesi, fıtri oluşu karşısında hiçbir karşı söylem ayakta duramaz, halkın Tevhide yönelmesini engelleyemez. Bu bilindiği için tüm peygamberlerin Daveti hep kaba kuvvetle bastırılmak istenmiştir.
Bu itibarla, Arap Baharı’nın getirisi; Emevi ve Abbasi despotizminin şekillendirdiği paradigmanın siyaset anlayışına kurban edilmemeli, Kuran merkezli bir gayretle, özelde Arap halklarının genelde tüm geri bırakılmış dünya halklarının; hiç olmazsa Batılı halkların sahip olduğu özgürlükler ve siyasi,ekonomik,insani müktesebata kavuşabilmeleri için siyaset biliminin imkânlarından istifade edilmelidir.
Formun Altı
Formun Altıb

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bangladeş Dosyası