Mustafa İslamoğlu ve Cumartesi Anneleri Eylemi.
atilla morçol
Konya/01.09.2018
Kimi “islamcılar”ın Cumartesi Anneleri eylemlerine, Terörle Mücadele sırasında son beş yılda binlerce Şehit vermiş Emniyet Güçlerinin başarılı müdahalesini “kınamasını” esefle şahit oldum ve bu zatların sorumsuzluklarını şiddetle kınıyorum.
Başta Mustafa İslamoğlu olmak üzere, sosyal medya üzerinden verdikleri mesajlarla, Devleti, Güvenlik güçlerini kınayan kişiler eğer samimi iseler; bir sonraki Cumartesi Anneleri Eylemine bizzat katılmalı, Hüda Kaya gibi, Agop Paylan gibi, haklı buldukları Eylem için militanca bir “direniş” sergilemelidirler.
İslamoğlu Hoca’yı, sinema hayatı; İslâmı ve müslümanları haksız yere itham, aşağılama ve karalama ile dolu, küfürbazlığı ile maruf bir artisi “rahmet” dileyrek yad etmesine twiterden cevap vermiş; ”Sevgili Hocam alim olmak yetmez, Yaşar Nuri Öztürkleşmemek önemlidir” diyerek eleştirmiştim.
İslamoğlu tıpkı F. Gülen hakkında “siz F. Gülen Hocaefendinin ayakkabısının bağını yetiştirin de göreyim” diye yaptığı haksız ve gereksiz konuşmasına benzer; terör örgütü destekçilerince düzenlenen Cumartesi Anneleri eyleminin, güvenlik güçlerince dağıtılmasını “kınaması” aynı şekilde talihsiz ve isabetsiz olmuştur.
Eğer bu "kınamada" samimi iseler; bir dahaki Cumartesi Anneleri eylemine katılmalarının ahlaki bir zorunluluk olduğunu da hatırlatırım kendilerine.
Öyle anlaşılıyor ki; ”uydurulmuş dinle” mücadeledeki aşırılık, asabiyete dönüşüyor ve kin/nefret kalplerini öldürüyor, yine de temennim, bu kişlerin inşaallah akibetlerinin Yaşar Nuri gibi olmamalarıdır.
İlim tek başına yetmez, ilimle âmil olmak; ilim sahibi olmak kadar belki de ziyadesiyle önemlidir.
Âlimlerin, Hocaların kim olursa olsun, kusura bakmasınlar ama hiç biri noksanlıktan, eksiklikten ve hatadan beri değildir.
Unutulmamalıdır ki; İlminde hiçbir noksanlık olmayan ve ilmi zatından olan ve mutlak alim ancak Allah cc tır.
Başta Mustafa İslamoğlu olmak üzere, sosyal medya üzerinden verdikleri mesajlarla, Devleti, Güvenlik güçlerini kınayan kişiler eğer samimi iseler; bir sonraki Cumartesi Anneleri Eylemine bizzat katılmalı, Hüda Kaya gibi, Agop Paylan gibi, haklı buldukları Eylem için militanca bir “direniş” sergilemelidirler.
İslamoğlu Hoca’yı, sinema hayatı; İslâmı ve müslümanları haksız yere itham, aşağılama ve karalama ile dolu, küfürbazlığı ile maruf bir artisi “rahmet” dileyrek yad etmesine twiterden cevap vermiş; ”Sevgili Hocam alim olmak yetmez, Yaşar Nuri Öztürkleşmemek önemlidir” diyerek eleştirmiştim.
İslamoğlu tıpkı F. Gülen hakkında “siz F. Gülen Hocaefendinin ayakkabısının bağını yetiştirin de göreyim” diye yaptığı haksız ve gereksiz konuşmasına benzer; terör örgütü destekçilerince düzenlenen Cumartesi Anneleri eyleminin, güvenlik güçlerince dağıtılmasını “kınaması” aynı şekilde talihsiz ve isabetsiz olmuştur.
Eğer bu "kınamada" samimi iseler; bir dahaki Cumartesi Anneleri eylemine katılmalarının ahlaki bir zorunluluk olduğunu da hatırlatırım kendilerine.
Öyle anlaşılıyor ki; ”uydurulmuş dinle” mücadeledeki aşırılık, asabiyete dönüşüyor ve kin/nefret kalplerini öldürüyor, yine de temennim, bu kişlerin inşaallah akibetlerinin Yaşar Nuri gibi olmamalarıdır.
İlim tek başına yetmez, ilimle âmil olmak; ilim sahibi olmak kadar belki de ziyadesiyle önemlidir.
Âlimlerin, Hocaların kim olursa olsun, kusura bakmasınlar ama hiç biri noksanlıktan, eksiklikten ve hatadan beri değildir.
Unutulmamalıdır ki; İlminde hiçbir noksanlık olmayan ve ilmi zatından olan ve mutlak alim ancak Allah cc tır.
Yorumlar
Yorum Gönder