Rivayeti
Kur’anın Önüne Geçirmek Yada Gadir-i Hum Rivayeti
Atilla MORÇOL
Konya/03.12.2016
Öncelikle Rabbimiz Allah’ın velayetle ilgili ne
buyurduğuna bir bakalım; Maide
55 ”Sizin veliniz/dostunuz, ancak Allah'tır, Resulu ve namazı ikame
eden zekâtı veren, rüku eden mü’minlerdir.”
Gadir-i Hum Rivayeti mütevatir de olsa bir rivayettir
ve rivayetlerin hepsinde “veli”,”Mevla” kavramları geçmektedir. Ve hepsinde de “Allah'ım O'nu veli edineni veli edin ve
düşmanlık edene düşmanlık et.” İbaresi vardır ki;burada geçen “Veli” yada “Mevla”
nın “Dost” anlamında kullanıldığında en ufak bir şüphe olamaz.
Şiilerin “Mevla” ve “Veli” kavramına verdiği
mana hem tevhid akidesiyle bağdaşmaz hem de Kuran’da “veli” kavramının
kullanıldığı bağlamla çelişir. Ki Şiiler bu kavrama işlerin kendisine tevdi
edildiği,halife,imam,vasi,velayet anlamını yüklemektedirler.
Dolayısıyla bu rivayeti;Maide 55 ”Sizin veliniz/dostunuz, ancak Allah'tır, Resulu ve namazı ikame eden zekâtı veren, rüku eden mü’minlerdir.”
Ayeti celilesi ile
açıklayacak olursak hiçbir sorun yoktur.Aksi durumda
akidevi,siyasi,ameli müşkiller,fitne ve çatışmalar kaçınılmaz olacaktır ve
olmuştur.
Zira “Mevla” kavramı efendi, sahip, malik Tanrı,Rabb manalarına
gelmektedir.
Şianın basit bir mevzuu,ciltler dolusu kitaplara
sığan savunma ve yorumlarla Ali’nin ra “velayetine” bağlamaya çalışması,gerçeklerden
ne kadar uzak olunduğunun delilidir.
İşte rivayet kültürü Kuran’ın önüne geçirildiğinde
yani Kuran mahcur bırakıldığında; olacak olan budur:fitneler,çatışmalar,dinlerini
parça parça edip hizipleşmeler
kaçınılmaz olacaktır ve olmuştur da.
Kadiri Hum,ehli beyt rivayetleri ve bu rivayetlere
yükledikleri anlamlar ne Şiileri sahih bir dinin müntesibi yapar ne de Cenneti
satın alacakları bir amulüsalihe vesile yapar.
Tarihte olduğu gibi bu gün de Şiilerin ortaya
koyduğu dini,dünyevi pratikler,ameli,itikadi anlayışlar Sünnilerden müspet
yönde hiçbir farkı yoktur.
Bu gün İran’da despot bir rejimin; Devrimin
liderlerinin yakınlarını yemesi,rahmetli Humeyni’nin 8 Yıllık Tahmili Savaşta
Başbakanlığını yapmış MH Musavi ve eşini,Meclis Başkanı Kerrubi’yi
hapsetmeleri,İran cezaevlerinde Müslüman tutuklulara işkenceler,Ayetullah Muntezeri’ye
yapılan saygısızlıklar ve tecavüzler,Muhaliflere emevilerin yaptığı zulümleri
aratacak zulümler,Suriye’deki korkunç cinayetlere ortak olmaları,İslam
Dünyasında çıkarttıkları fitnelere mani olamamış bir ehli beyt anlayışı ne işe
yarar? Hatta bu cinayetlere,zulumata engel olamamış bir Allah telakkisinin ve
din anlayışının Rabbimiz nezdinde ki değeri ne olabilir ki?
Velevki Gadir_i Hum Rivayeti kesindir,ve Şiilerin Rivayetten
anladıkları ve yaptıkları yorum doğrudur;bunun ümmetin dertlerine ne yararı
olacaktır,cehaleti,bağnazlığı,geri kalmışlığı,hurafeyi,taklidi ortadan
kaldırmaya ne faydası olacaktır?Tabiiki dini,içtimai hiçbir müsbet katkısı
olmayacak tarihi bir olaydır,daha doğrusu rivayettir.
Şii mutaassıplar ve Sünni mutaassıplar; rivayet kültürünü;tek
hidayet kaynağımız Kuran’ın önüne geçirmekten vaz geçmeli,Rivayeti Kur’anla
değerlendirme basiretini göstermelidir ki;Dini Allah’a has kılmış olsunlar.
Aksi durumda mezhebi çatışmalar hem Şiileri hem
Sünnileri ve bu arada tüm İslam Dünyasını, Batı karşısında zelil duruma düşürmüştür/düşürmeye
de devam edecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder