ANALİZLER

   Irak Üzerine Bir Analiz
            07.03.2010 Pazar Günü Irak’ta Ülke yönetimini belirlemek için ilk seçim yapılacak.Bu Ülkenin kaderini de belirleyecek ilk seçim olacağa benzemektedir. Siyasi gözlemcilerin kanaati böyle.Ancak bu seçimler, Irak’ın; barış, demokrasi ve hukuk temelinde gelişmiş toplumların sahip olduğu hoşgörüye,güvene,ifade özgürlüğü,açık toplum olma özellikleri temelinde  bir yapıya kavuşacağı anlamına gelmiyor. Zira siyasi ve kültürel geri kalmışlık,Batı standardında bir gelişmişliği yakalaybilmek için daha onlarca yıllık bir süreci gerekli kılmaktadır.
            Diktatör Saddam Rejimi yıkılalı 6 Yıl oldu. Geride 1 milyon ölü,bir o kadar yaralı ve sakat,10 binlerce mahkum ve işini,aşını, evini kaybetmiş hali hazırda milyonlarca mağdur bıraktı. Ya felç olmuş eğitim ve sağlık hizmetleri?! Yada  Ülkeyi yaşanılır olmaktan çıkarmış  çevre felaketi?  Bu düpedüz bir Gazap! Allah’ın fesada sürüklenmiş bir kavmi,bir başka kavimle cezalandırması gibi bir durum.
            Hatırlayın Diktatör Saddam’ın Tahmili Savaşta kullandığı kimyasallarla kitlesel ölümlere yol açmasına, herkes;destekçileri Batılılar da Sünni Dünya da en azından sessiz kalmıştı. Halepçe Katliamı bir avuç siyasal islamcının gündeminden başka  İran Karşıtı Eksen tarafından hiç umursanmamıştı. Irak’taki Saddam Rejimi destekçisi sünni Tikriti aşireti ve Sünni Arablar Şii çoğunluğa karşı işkence,soy kırım,baskı ve zorbalığı milli bir politika olarak uyguladılar. Kimseden bir kınama gelmedi. Baasçı Diktatörlük her türlü ahlaksızlığı devlet politikası haline getirdi. Irak Ahalisinin %85 i için Irak Vatan olmaktan çıkmış,bir zindan haline gelmişti. Saddam’ın ne müslümanlığı sorgulanmıştı nede rejiminin meşruiyeti.
            Böyle bir vasatta Irak çağdaş Moğalların istilasına uğradı. Doğal olarak Saddamın zulmünden inim inim inleyen kesimler  bu işgale tepki göstermedi. Saddam yanlısı Araplar,”direniş “ adı altında örgütlendiler. Daha çok Saddam’ın seçkin Devrim Muhafızları ve  Ordu subayları bu direnişin omurgasını oluşturdu.Direnişin  stratejisi; İşgal kuvvetlerine  ağır kayıblar verdirmek,sünni/şii iç savaşı çıkartarak yaratılan kargaşa nedeniyle işgalcilerin Ülkeyi terk etmesini sağlamaktı. Bu amaca uygun olarak;çok zaiyat verdirmek için sivil hedefler,özel günler seçilerek ağır bombalamalarla şii halk katledildi.İlk başta şiileri çatışmaya zorlama  planı başarılı olduysada  Ayetullahların oyunu görmesi ile sonuçsuz kaldı.Yinede bazı Şii Milisler; çok sayıda  Baas Rejimi ajan ve elemanları ile taraftarını yargısız infaza tabi tuttu.
            Irak Halkının büyük çoğunluğunun Şiilerden oluşması ve bu kesimin  dini merkezler etrafında örgütlenmiş olmasının yanında ,  İran’dan da moral ve lojistik  destek görmeleri, Şiileri insiyatif almada öne geçirmiş durumda.
            Lakin nerden bakarsanız bakınız,İslam Ülkelerindeki geri kalmışlık dış etkenlerden çok  kendi iç dinamiklerinin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Kültür,eğitim,hoşgörü,düşünce özgürlüğü,sivil/açık toplum,katılım,demokrasi,hukuk,gelir dağılımı,sosyal güvenlik  alanında devrimsel dönüşüm yaşamadan Halkı Müslüman olan ülkelerin iki yakasının bir araya gelmeyeceği aşikar. Sosyo Ekonomik yapıdaki bu geri kalmışlık; insanca bir yaşam standardı, daha uzun bir dönem Müslüman Halkların özlemi olmaya devam edeceğe benzemektedir.Lakin bir yerden başlamakta gerekiyor. Umarız bu seçimler, Irak Halkının adam yerine konularak gidildiği ilk serbest seçimler (!) olması hasebiyle toplumsal gelişmişliğe katkı sağlar.
            Zira  bir kavim; nefislerindekini değiştirmedikçe Allah  o kavmin halini değiştirmez.Fizik yasalarda olduğu gibi sosyal hadiseler de de rastlantı yada tesadüflere  yer olmadığı bilinmelidir.

Yorumlar

  1. 7 Mart’ta Yapılan Irak seçimlerinin kesin sonuçları nihayet dün 26 Mart’ta açıklanabildi. İşgal altında ve terör gölgesinde halkın iradesi ne kadar sandığa yansır malum ancak yinede Irak için olumlu bir gelişme. Seçim Komisyonu'ndan yapılan açıklamada Başbakan Nuri El Maliki'nin rakibi olan Maliki ile dirsek dirseğe yarışı götürdüğü görülen ve abd eksenindeki Allavi'nin genel seçimin galibi olduğu kaydedildi. Açıklamada Allavi'nin Parlamento'da 91 sandalye kazandığı, Maliki'nin ise 89 sandalyede kaldığı belirtildi. Irak Koalisyonu'nun lideri olan Allavi, Sünni çoğunluğa sahip olan Ninova (Musul), Kerkük, El Enbar (Ramadi), Diyale (Bakuba) ve Salahaddin illerinde kazanırken, Nuri El Maliki ise Şii olan Basra, Babil, Kerbela,Vasıt, Necef ve Musenne de birinci çıktı. Allavi sonuçların belli olmasından sonra yaptığı açıklamada"Kazansın, kazanmasın bütün partilerle gelecek hükümeti kurmak için çalışacağım"dedi. Irak Halkının ekseriyetini oluşturan Şii’ler ve Tükmenler ile Kürtler;40 yıldır Baas Faşizminin baskısı altında yaşadıktan sonra ilk kez Ülke yönetimine katılma şansına sahip oldular.Bu onlar açısından önemli. Baas Rejimin yaslandığı Sünni Araplar ise elbette bu durumdan hoşnut olmayacaklardır. Zira demokratik yapılanmanın, eski ayrıcalıklarını bir daha ele geçirmelerine izin vermeyeceğini bilmektedirler. Ben Allah’ın insanlık tarihine müdahil olduğuna inanırım.Irak’ta Orta Doğu’da ve genelde Yeryüzünde siyasi güç sahiplerinin bir planı varsa,Allah’ın da bir PLANI olduğu gerçekliktir. Ve zaman en güçlü öğütücüdür. Her işin ve oluşun başıda sonu da Allah’a aittir. Diğerleri bu SENARYO da ancak kötü roldeki bir figüran hükmündedir. Bakalım Allah Irak’ta neyler,neylerse güzel eyler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bangladeş Dosyası