Zaman  

Çeçenlerin 

özgür olma zamanıdır


Timetürk; Pazartesi 12.04.2010 - 15:38

Eric S. Margolis*

Rusya’nın Kafkas dağlarında yaşayan ateşin Çeçen aşiretleri hakkında söylenen bir söz vardır: “Çeçenler asla mağlup edilemez, sadece öldürülürler.” Çeçenler, Rusya’nın güçlü bir rakibidir. Adı cani olarak bilinen Rus mafyası bile Çeçenlerden korkar ve bu korkması için iyi bir sebeptir.

Geçtiğimiz yıl, Başbakan Vladimir Putin, Rusya’nın denetimindeki Kuzey Kafkaslar’da direnişin yok edildiğini, gururla ilan etti. Bölge pasifize edildi.

Çeçen intihar bombacıları Putin’in açıklamasını şaşırtarak, geçen hafta 39 ölü ve 70’in üzerinde yaralıyla Moskova metrosunu vurdu. Çeçen intihar bombacıları, Dağıstan’da çoğunluğu polis 12 kişiyi öldürdü. Komşu Dağıstan’da daha fazla sayıda saldırı vardı. Kuzey Kafkasya tekrar kaynamaya başladı.

Saldırılar, Rusları çalkaladı ve geriye, Kremlin’in derin utancı ve öfkesi kaldı.

İki “kara dul”- Rusya’nın “İslâmcı teröristler” veya “çeteler” olarak isimlendirdiği Çeçen bağımsızlık savaşçılarının, Rus askerleri tarafından öldürülen veya ırzlarına geçilen, eşleri veya kız kardeşleri- son yıllarda sık sık olduğu gibi, geçen hafta intikamlarını aldı.

Bütün selefleri Rusya tarafından öldürülen Çeçen lider Doku Umarov, saklandığı Kafkas dağlarından saldırıların, Rus askerleri tarafından son zamanlarda öldürülen Çeçen sivillerin cevabı olduğunu açıkladı.

Umarov, “Biz ne hissediyorsak, sen de onu hissedeceksin” diye uyardı.

Son yıllarda Çeçen “kara dullar” sivil uçakları kaçırdı. Başka Çeçenler Moskova tiyatrosunu tamamen bastı, Moskova-St. Petersburg arasında çalışan Alexander Nevsky ekspresini raydan çıkardı.

Çeçenleri Kafkas Dağlarının Hind-Avrupa kökeni küçük fakat, ateşin bir halkıdır. Onlar, Dağıstanlı ve Çerkesler gibi diğer Kafkas aşiretleri 300 yılı askın bir süredir Rusya yayılmacı düzenine karşı savaşmaktadır.

1877 yılında, Rus yayılmacılığı, 220 bin kişilik Çeçen nüfusunun yüzde 40’ını öldürdü, 400 binden fazla Çerkesi ise, Rusya dışına sürdü.

Komşu Gürcistan’lı olan Stalin, Çeçenlerden nefret etti. Çeçenistan’ı, İnguşetya Cumhuriyeti oluşturarak ikiye böldü. Daha sonra, 1937’de, Stalin’in gizli polisi NKVD 14 bin Çeçeni öldürdü.

1944 yılında Stalin, bütün Çeçenlerin toplama kamplara getirilip, kağnılarla Sibirya’daki çalışma kamplarına gönderilmesi, ölenlerin ise veya buzlar üstüne atılması emrini verdi. Bunu, İnguşlar, Tatarlar, Karaçaylar ve Balkarlar gibi diğer Müslüman topluluklar izledi.

Stalin’in ölüm kamplarında, ne kurşuna, ne de gaz odalarına ihtiyaç duyuldu. Bu çalışma kamplarında, mahkûmların üçte biri, soğuktan, açlıktan veya salgın hastalıklardan öldü. 2,5 milyon Sovyet Müslümanı tamamen Stalin tarafından öldürüldü. Geride kalan Çeçen nüfusun arasında Stalin “Milletlerin kırıcısı” sıfatını aldı.

Yeni Kitabım “Amerikan Racası”nda, Çeçenlerle ilgili bölümün başlığını “Kafkaslarda Soykırım” olarak koydum.

Gulag’tan hayatta kalanlar, seçilerek gönderildi, Çeçenistan’a. 1991 yılında, Sovyetler Birliği çöktüğünde, Çeçenler diğer Sovyet cumhuriyetleri gibi bağımsızlık talebinde bulundu.

Bağımsızlık yerine, Boris Yeltsin hükümeti, halı bombaları ve top atışlarıyla 100 bin Çeçeni öldürerek, Çeçenistan’ı işgal etti. Çeçen lider Cevher Dudayev, ABD Millî Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından Moskova’ya sağlanan telefondan hedef bulma desteğiyle bir suikaste kurban gitti. Rivayete göre, bunun karşılığında, Yeltsin, ABD’ye telefonla teşekkür etti. Başkan Bill Clinton, Boris Yeltsin’i,” Rusya’nın Abraham Lincoln’ü” olarak övdü.

İnanılmaz bir şekilde, Çeçen savaşçılar Rus ordusunu geri püskürttü ve de facto olarak bağımsızlığı kazandı.

Fakat 1999 yılında, Rusya’da 200 kadar kişinin öldüğü binaların bombalanması eylemleri başladı ve bu Rus halkında millî bir paniğe yol açtı. Derhal Çeçenler suçlandı. Ancak ortada, Çeçenistan işgalini haklı çıkarmak için Rus ajanların bu işleri gerçekleştirdiğine dair rahatsız edici deliler vardı.

Moskova medyası, bir grup Federal Güvenlik Servisi (FSB, iç güvenlik servisi KGB’nin halefi) casusunun bir apartmanda, patlayıcı yerleştirirken suçüstü yakalandığını bildirdi. Yapılan bir “test” sonucu patlayıcıların, sadece son dönemlerde kullanılan “şeker” çuvalları olduğunu açıkladılar.

Eski bir FSB ajanı olan Alexander Litvinneko, Çeçenistan’a karşı yeni bir savaşı haklı çıkarmak için düzenlenen bu saldırılardaki bir yanlış bayrak operasyonunda, hükümeti suçlayanlarla ortak hareket etti. Litvinenko 206 yılında, Londra’da radyoaktif polonyumla zehirlenerek öldürüldü.

Litvinneko, Kremlin’i, Rus gazeteci Anna Politkovskaya’nın katilin arkasında bulunmakla da suçladı. Politkovskaya öldürülmeden önce bana, Çeçenistan’daki insan haklarına karşı girişilen şiddeti açığa çıkardığı için, hükümet tarafından öldürülmesi için işaret edildiğini söyledi.

FSB başkanı Vladimir Putin, gizemli bombalamaların sebep olduğu Çeçen karşıtı korku sebebiyle birden iktidara getirildi. İki yıl sonra benzer ürkütücü 11 Eylül saldırıları, aynı sonucu verdi ve George Bush bir hiçken, kahramana dönüştü ve Afganistan ve Irak’ın işgal edilmesi bahanesini sağladı.

Güçlü Rusya kuvvetleri, ülkeyi işgale etti ve Çeçen direnişinin belini kırdı. Çoğunlukla İslâmcı militanlardan ayrılan bütün ılımlı Çeçen liderler cinayete kurban gitti, en sonuncusu Katar’da 2004 yılında öldürüldü. Moskova, cinayet, işkence, kitle halinde karşılık vermeler, adam kaçırmalar ve tecavüzleri kullanarak halkın üzerindeki terör yularını elinde tutan bir kukla Çeçen hükümetini zorla kabul ettirdi.

Dünya bu tecavüzleri görmezden geldi ama başka bir suça, hâlâ karanlık yönleri bulunan ve 300 Rus öğrenci rehinenin öldürüldüğü Beslan’daki okul baskınına, kendinden geçercesine dikkat kesildi.

Moskova, Çeçenleri “İslâmcı teröristler” olarak damgaladıktan sonra, dünya 100.000 Çeçen’in katledilmesini bütünüyle gözden çıkardı. Stalin’in kitle cinayetlerini saymazsak, 1991’den 2010’a, Çeçenler ve Ruslar, Çeçen halkının dörtte biri öldü. Fakat Çeçen savaşı devam ediyor.

Moskova,Kafkasların altından itibaren gittikçe genişleyen kuşatmadan endişe etmektedir. Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, bölgede Rusya’nın yönetiminin insanîleştirilmesinden övgüyle bahsetmiştir. Fakat metro saldırılarından sonra Putin ve Medvedev, Çeçenistan, Dağıstan ve İnguşetya’daki direnişin imha edileceğini haykırıyor.

Moskova, Çeçenlere bağımsızlık sunmak suretiyle bu tarihî trajediye bir son vermelidir. Bunu yaparken şu riskleri getirir: Bu durum, diğer Kafkasyalı Müslümanların bağımsızlık talebini harekete geçirebilir ve hâlâ Rusya Federasyonu içinde yaşıyor görünen 20 milyonluk güçlü Müslüman azınlığın bir kısmını ateşleyebilir.

Bağımsız bir Çeçenistan ayrıca, ABD’nin Kafkaslara nüfuz etmesinin ve Rusya’yı kuşatmasının kapılarını açabilir. ABD ve Rusya, Gürcistan’da çatışmanın eşiğine gelmekten korktu. Soğuk Savaş henüz sona ermedi.

Bağımsız bir Çeçenistan istikrarsız ve şiddetli olacak. Ancak bu, yeni vahşet ve gaddarlık meydana getirmeye devam eden bu korkunç çatışmalardan daha iyidir. Modern Rusya’nın Çeçenistan’ı özgürleştirmeye ihtiyacı var.

*Eric S. Margolis ödüllü uluslararası bir köşe yazarıdır. Makaleleri, New York Times, International Herald Tribune, Los Angeles Times, Times Of London, The Gulf Times, Khlaeej Times ve Dawn gazetelerinde yayınlanmaktadır.

Bu makale Fazıl Duygun tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bangladeş Dosyası