İslami STK da Protokolizm Hastalığı

Artık bilinmelidir ki, özellikle de STK larda gönüllü sorumluluk alan  müslüman aktivistler  anlamalıdır ki; Müslüman bireyler  sosyal faaliyetlerde, dini ve sosyal etkinliklerde figüran olarak görülmek istemiyorlar. Ve bu yüzden de STK ların çağrılarına  müslüman kitlelerden  olumlu tepkiler gelmiyor! Ve giderekte azalıyor.  Maalesef bizim gibi geri kalmış ülkelerde gerek siyaset ve gerekse stk  gibi alanlarda siyasetin ve sosyal faaliyetlerin amacı ve hedefi unutuluyor, asıl olan halk; siyasetçi yada stk yöneticilerinin tebaasına dönüştürülüyor. Bu böyle görülüyor ve böyle görülmeye de devam ediliyor. İnsanlar  bu “bayların”  heyecanlı nutuklar atacağı ve büyük alkışlar alacağı kalabalıklar  olarak görülüyor. Yani bu Baylar  platformlar üzerinde tebaasını temaşa eden krallar, Bizde  krallarını alkışlayan marabalarız öylemi!? Sormak lazım bu Baylara! Madem böyle olacaktı  neden geldiğimiz Yerleri terk ettik!? Zaten böyle bir köleliği reddettiğimiz için burda değilmiyiz!!!
Etrafınızda  cemaat, dernek, vakıfların düzenlediği etkinliklerde olup bitenleri bir gözlemleyin şu olumsuzluklara tanık olacaksınız:

1-      Bir etkinliğe davet ediliyorsunuz eşinizi,çocuklarınız alıyor birazda erkenden varıyorsunuz  konferans salonuna. Bakıyorsunuz  ön sıra “protocol” için ayrılmış. Gerek yazı ile gerekse görevliler tarafından  davete icabet eden Halka  “protocol” için ayrılan  yerde oturulmaması tembih(!) ediliyor ve uyarılıyor. Bazan bu “protocol” sırası özel koltuklar getirilmek suretiyle oluşturuluyor. Bazende duruma gore  üstü kapalı yüksek bir platformda olabiliyor. Halk güneş altında ve ayakta, sayın baylar  koltuklarında ve önlerinde soğuk içecekler! Protokolün  resmi devlet  adeti olduğu düşünülürse  stk etkinliklerinde  oluşturduğu ironi maalesef görülemiyor yada göz ardı ediliyor. Protokole  saygınlık  düzenlemesinin Halkı aşağılama  ve ikinci sınıfa  oturtma anlamına geldiği artık  anlaşılmalıdır. Kaldı ki bu tür uygulamalar oligarşik dünya görüşünün ve  yaşam tarzının  uygulamaları olduğu bilinen bir şeydir.
2-      Bir “protesto” yada “destek” eylemine gidiyorsunuz, bir platform oluşturulmuş, stk ların “yönetim kurulu” başkan ve yardımcıları mankenvari edalarla ve de kibirle yukarıdan  Halkı temaşa ediyorlar.  Sadece temaşa etmek, Halkı; slogan atan, protesto eden, bayrak,falama,pankart taşıyan, kalabalık oluşturan bir figüran olarak görmek yani. Bu beyler  hiç luzum yokken o platformda sıkış sıkış arzı endan ediyorlar tıpkı Sultanlar ve avanesi misali. Bir organizatör çıkar platforma, halkı bigilenirir, çoşturur, düzenli bir şekilde protesto ve desteği yönlendirir. Davet eder halkın içinden ağzı laf yapan birini  o çıkar konuşmasını yapar,iner, dua için birini davet eder oda dua yaptırır. Yooo! Farklılık olacak ya, gösteriş,reklam, tanınma hastalığı; ”Biz farklıyız”  yani,önderiz,sultanıyız bu kalabalığın! Mübarekler Platforma zaten üşüşüyorlar kendiliğinden,hepte ayni simalar. Ne bir eksik ne bir fazla.
3-      Bir yemek daveti yapılır mesela bir şehidi anma yemeği. Bakarsınız bir protocol masası tüm stk başkan ve yardımcıları orada.  Ya mübarek adamlar işte bir fırsat halkın arasına karış, onlarla tanış, yoldaş ol! Bir etkinliğe de samimi bir davette de yanıbaşında gör kardeşlerini! Olurmu bir fırsat yakalanmış, vitrin yapılacak, reklamsız olurmu!?Kibir ve gösteriş. Farklılığı ve stk yöneticiliği perçinlenecek. Herkes onu “başkan”  tanıyacak! Tam bir istismar ; davayı, etkinliği,halkın teveccühünü sömürmek yani!
4-      Cemaat,vakıf,dernek yetkililerinin  insanlara son derece sevecen,samimi, şefkatli, saygılı davranması, insanlar arasında ayrım yapmaması, nezaket kurallarına azami dikkat göstermesi gerekmektedir. İnsanlar  ortak mekanlarda  rahat ve huzurlu , saygın ve güvenli hissetmelidir kendilerini.  Yöneticiler  bu mekanlarda  insanlar arasında dostluğun, samimiyyetinin gelişmesi için bir virtiöz  rolü üstlenmelidir.  Ama görülen ne? Vakfın müdavimi bir kardeş, davette unutuluyor, bir başkasına “sana davetiye yazayımmı!?”  nezaketsizliğine muhatap oluyor, vakfa hiç vakit ayırmayanlar  davetiyeler yazılırken unutulmuyor!İşyerlerine,evlerine davetiyeler gönderiliyor.

Evet buraya kadar yaptığımız anlatımlardan ve örneklemelerden;  STK yöneticisi ve yetkilisi arkadaşların  bu faaliyetleri ve  ortak mekanları ; kendisinin reklamı,tanınması, ün ve çevre kazanma  alanı görmekten kaçınması gerekir ve bunun içinde  insanlara karşı son derece kibar,saygılı, nezaketli davranması, insanlar arasında dayanışma,sevgi, kardeşlik duygularının gelişmesine dikkat etmeli ve gözetmelidir.  Böyle olursa eğer; muhakkak insanlar daha aktif olarak sosyal etkinliklere iştirak edecek,  katılımlar daha bereketli olacaktır. 
Resmi oligarşi protokollü  salonlarını doldurabilir her zaman, amma; 'Sivil Dünya'  protokolü kaldırmaz! Artık bunun anlaşılması lazım. Kendi ellerimizle kurduğumuz barajları, Hareketimizin önünden çekme zamanı geldi de geçiyor bile.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bangladeş Dosyası