Face’de Kürt Sorunu Üzerine;  Söylenenler ve Söylenemeyenler

09.11.2011

 "Rüştü’nünde Yakub’unda “İslamcı” bir yönünün olduğu anlaşılmaktadır. Lakin kendilerini İslam ve İslamcılıktan ziyade “Pkk” ideolojisiyle özdeşleştirdikleri anlaşılmaktadır. Karşımıza çıkınca İslamcı jargondan da vaz geçemediklerini hatırlatırcasına din,imandan bahsedebiliyorlar. Oysa özgürlük savaşçısı,masum Apo kardeşlerinin yanında dinden imandan bahsedecek olsalar başlarına nelerin geleceğini çok iyi bildikleri halde."

Bugün bayram dolayısıyla kayınbabamlardayken Muğlalı paşa meselesi açıldı. Kışladan adının silinmiş olmasına sevindiğini söyleyip, işin aslını sorunca bildiklerimi anlattım,çok şaşırdılar...Hatta dedim bu 33 insanın katliyle ilgili Ahmed Arifin "33 Kurşun" şiiri var; "...vakitlerden bir sabah namazında..." dememle boğazım düğümlendi, sustum, ağlayayazdım...Bayramınız mübarek olsun...
Atilla Morçol Bayramınızı tebrik ederim. Türkiye değişiyor,özgürleşiyor.Nerden nereye.Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı takdir etmek gerek.
Rüştü Hacıoğlu Bilmukabele. Yalnız değişim biraz tekerrürü andırıyor. 80'li yıllar Kürt avıyla geçti; 90'lar faili meşhurla... Şimdi sürek avı yine başladı...
Atilla Morçol uzamanlar Kürtlere siyaset hakkı verilmiyordu. Bu gün özgürce siyaset yapabiliyor hatta komiserleri tokatlayabiliyor, polise taş dahi atabiliyorlar. Devletin üç kez Barış ve Kürt açılımı hamlesi Kürtçüler tarafından arkadan vuruldu. Barışı sindiremeyenler elbette ki sürek avıyla hizaya getirilecekler. Bu gün dağa çıkış ve dağda kalma sebebinin hiçbiri yoktur.
Yaslı Cocuk  olurmu ya. türkiye herzaman kötüye gitmek zorunda. aaa olmaz öyle şey. yok yok türkiye daima kötüye gitmesi lazım.cık cık ...iyiye giderken bile tutup ray hattını değiştirir bunlar. atilla morçol anlından öpüyorum yorumundan dolayı.
Yakup Çeçen Bediuzzaman Molla Saîd- i Kûrdî’nin Kürtlere Nasihatı

Ey Kürt Halkı!

İttifakta kuvvet, ittahat’ta hayat, kardeşlikte saadet, hükümett...e selamet vardır. İttahadin örgüsünü ve muhabbetin şeridini (ipini) sağlam (sıkı, güçlü) tutun ki sizi belalardan korusun, İyi dinleyin size bir şey söyleyeceğim:

Biliniz ki üç cevherimiz vardır; kendilerini bizden koruyorlar, Biri İslamiyettir; ki binlerce şehit, kanıyla bedelini ödemiştir.

İkincisi insaniyettir; ki bu yolda kendimizi başkalarının nazarında aklımızla, kibarlığımızla (dürüstlüğümüzle) ve insaniyetimizle dünyaya göstermeliyiz.

Üçüncüsü millîyetimizdir, ki bize meziyet verdi; eskiler ki iyilikleri ile yaşıyorlar, biz çalışmalarımızla, milliyetimizi korumakla ruhlarını kabirlerinde şad edelim.

Sonrasında üç düşmanımız vardır, bizi bozan;
Birincisi yoksulluktur. İstanbul’un kırk bin hamalı bunun şahididir.

İkincisi cehalet ve okumamaktadır; ki bizden bin kişiden birinin gazete okuyamaması bunun delilidir.
Üçüncüsü düşmanlık ve îhtilaftır ki bu mesele kuvvetimizi (gücümüzü) düşürmektedir (bizden almaktadır), bizi terbiyeye müstehak etmekte ve hükümet te insafsızlığından bize zülüm ediyordu.

Bunu anladıysanız biliniz ki çaremiz şudur; üç elmas kılıcımızı elimize almalı, ta ki üç cevherimizi elimizden bırakmayıncaya, üç düşmanımızı üzerimizden atıncaya kadar…
İlk kılıç: Marifet ve okumaktır.

İkincisi: İttifak ve Millî muhabbettir.
Üçüncüsü; kendi nefsi ile çalışanlara ve sefiller gibi başkalarının kudretini ummamak ve sırtını dayamamak..
Ve son vasiyet:

Okumak, okumak, okumak…
El ele vermek, el ele vermek, el ele vermek…

Molla Said Nursî

Not: Bu yazı Bediuzzaman tarafından Kürtçe olarak kaleme alınmıştır. 1908 yılında Kürt Teawun ve Teraqqî gazetesinde yayınlanmıştır...
Yakup Çeçen Demmekki 1908 deki açılım(kürtçe yazılıp,yayınlanıyor,Kürdistan mebusu var,medreselerde kürtçe ilim ihsan ediliyor)şimdikinden fersah fersah ileride...Kürt kavmininde devlet olma hakkı saklı dururken,geçmişten şimdiye ileri olan 37 'de mağaralara fare zehiri atılıyordu...şimdi Napalm..
Atilla Morçol Said'in "milliyetimizdir" dediği İslam Milletidir. Bu nasihatla Kürt halkına ayrılıkçılığa saparak fitne çıkartmamasını istemiştir.Müslüman halkların başına ne gelmişse kendilerinden olmayanların peşinden gitmelerinden,onlara uymalarından gelmiştir. Müslüman Kürt Halkıda; zerdüşlüğünü zaman zaman ilan edip öğen,maoist,polpot ideolojisine inanmış eli kanlı bir örgütün peşine kısmende olsa takılması ile 30 yıldır çekiyor. Oysa haklarını kendi içlerinden kendileri gibi düşünen ve iman ehli kadrolarla arama yoluna gitselerdi bu müsibetler başlarına gelmez hem kendilerini hemde Türklerin hayatlarını berbat etmezlerdi.Eli kanlı örgütün varlığı ve yöntemi ulusçu,ırkçı rejimin işine gelmiştir ve hala da eski Türkiyenin ergenekoncuları pusuda, işbirlikçisi pkk nın Türkiyeyi sıkıştırmasını dört gözle beklemektedir.1937 deki katliamlarla bu gün eli kanlı maocu ve İslam karşıtı bir örgüte karşı operasyonlar arasında benzerlik kurmak demek kürtçülük fitnesine yuvarlanmak demektir.Devlet 2007 den itibaren Erdoğan Hükümetinin kontrolüne geçtiğinden bu yana Kürt Sorununu Barışçıl yolla halledeceğini söylemiş, Cumhurbaşkanı özür dilemiş,kardeşlik elini uzatmış, açılım ve haklar peşpeşe geldiği bir vasatta ardı ardına barışı sabote eylemleri, eli kanlı bu Maoist Örgütün Kçk nın ve bdp nin niyetlerini,amaçlarını ve kimlerle iş yaptığını apaçık ortaya koymaktadır. Selma Kokmaz'dan bu örgütün binlerce Kürt gencini kız erkek demeden nasıl infaz ettiğini,apo ve taifesinin kürtlere Suriyede Kandilde neler yaptığına kulak vermenizi tavsiye ederim. Kulak verin de Diyarbakır Cezaevi ile farkının olup olmadığına siz karar verin.
Rüştü Hacıoğlu Atilla bey; Kürt sorununun barışçıl yolla çözülmesi için yapılacakları koşula bağlamak, barışmak istenmediğinin ilânıdır, anlayana...

Bugün, milli eğitim bakanlığı bir genelge ile Kürt illerini pilot bölge seçip, Kürtçe seçmeli ders vermeye başlasa, köy,kasaba ve şehirlerin yasaklanmış isimleri iade edilse, çocuklara Kürtçe isim koyma yasağı kalksa, Kürt illerinde kamu görevlilerinin Kürtçe bilme zorunluluğu olsa ve eğitim müfredatından Türkler dışındaki herkesi 2.sınıf dolayısıyla 'terörist' ilân eden müfredat değiştirilse...

Buna BDP'liler mi itiraz eder, KCK'lılar mı yoksa tüm bunları engellemeye PKK'nın mı gücü yeter?

Siz bilmiyor olabilirsiniz ama bunlar olduğunda bu ülkede çok temel yapısal değişiklikler tetiklenmiş olur ve buna ne bugünün şartları ne de bu şartları oluşturup bundan beslenen egemenler razı olur.

Bu iş Kemalist diktatörlüğün şartların zorlaması sonucu ortaya çıktığını iddia etmeye benziyor. "Şartlar öyle gerektiriyormuş..."

Şartları değiştirmek aklına gelmemiş zevatın ya da şartları kendilerinin oluşturduğu dikkatlerinden kaçmış...

Ayrıca bir teessüfümü de belirteyim. "Dış mihrak" iddiası ayıptır, günahtır...Türkiyeli Müslümanların fikirlerinden etkilendiği Ali Şeriati, Seyid Kutup, Mevdudi vd. dış mihrak mıydı? Mesela Türk tarih tezini merkeze koyup bakan bir kafa için Mekkeli bir Arabın peşinden gitmekten daha büyük 'ihanet' olabilir mi?
Atilla Morçol Sevgili Rüştü göremediğiniz yada anlamak istemediğiniz; Hükümetin ve 2007 den itibarende Devletin Kürt kimliğini İnkardan ve asimilasyon politikalarından büyük ölçüde vaz geçmiş olması gerçeğidir. Bu temenni ettiğiniz değişiklikler dağda silah zoruyla dayatarak elde edilecek haklar değildir. Silahla ancak zıtlaşmaya ve hak ihlaline sebep olunulur.30 Yıldır bunun anlaşılması gerekirdi.Kürtçe eğitim hakkının siyasi mücadeleyle alınması gerekir.Ve buna aklı başında vicdan sahibi türklerde katkı verecektir.Kaldıki bu gün bu hak verilse bile beş yıl geçmeden pratiğe geçemez. Bu gün Bdp lilerin kaçtanesi Kürtçeyi okuyup yazabilmekte,gramerini bilmektedir? Dış mihrak konusunda söylediklerinin siyaset bilimi açısndan hiçbir anlamı yoktur. Ali Şeriati ve saydığınız diğer isimlerin, amerika ve israil'in elinde alet olması durumunda elbetteki onlarda dış mihrak kapsamına girerdi.Pkk nın amerika,israil ve diğer emperyalist ülkelerin taşeronu olduğunu Kürtlerin bile çoğu kabul etmektedir.Daha önemlisi ben sizi müslüman bir şahsiyet olarak biliyorum. Bu eli kanlı maoist terör örgütü sempatiniz büyük bir çelişki. Hükümet ve devlet "barış" derken barışı defalarca kanla ve öldürmeyle sabote eden tarafın yanında olmak müslüman bir şahsiyete asla yakışmaz. ELi kanlı örgüt silahı bırakıp teslim olsun; bahsettiğiniz hakların alınması için birlikte mücadele edelim. Hatta Kürt partisine hep beraber oyumuzu verelim.
Rüştü Hacıoğlu Devlet ve hükümet dediğiniz kurumsal yapıların kendi varlıklarını önceledikleri ve bunu sürdürülebilir kılmak için oluşturdukları ahlaksızlıkla mündemiç töreleri vardır. Her durumda önceledikleri "beka" sorunu, bu kurum içinde bulunan insanları da, gerçek insanlar bazında değil kurgusal kurumlar bazında düşünmeye ve davranmaya zorlar ki, bunu beceremeyenleri yani insan kalmakta direnenleri bünyesinden atar. Dolayısıyla bugün taraflardan biri olarak devlet ve onun organlarından biri olarak hükümetten bahsederken onun zihniyetinin dışında bir olumsal anlam yüklemesine dayanarak değil, doğrudan olduğu biçim gözetilerek analizler yapılmalıdır. Yani;

necip Türk basınında yapılan PKK ve liderleri analizleri en iyimser yorumla tarafgirdir. Bugün Tayyip Erdoğan ile Abdullah Öcalan arasında ne kadar büyük farklar vardır? Ortalamaları ve serüvenleri aynıdır; bir farkla ki, birinin mermisi yasal ötekinin yasa dışı sayılmasıdır...

Basında yapılan KCK eleştirileri ne kadar adildir? PKK ile devlet arasında ne gibi bir fark vardır; yasal mermi dışında? Devlet daha geniş çaplı bir çeteler konsorsiyumudur ve Kürtler bulara karşı mücadele etmektedirler, lordlar sofrasında yer kapmak için değil, enazından şlimdiye kadarki görüntü buna yakın...

Kemalistlerin dün müslümanlara yaptıklarının aynısı hatta bir-kaç fazlasını bugünün muktedirlerinin Kürtlere yaptığını görmemek aymazlıktır kanaatimce. Müslüman olmak adil olmaktan bağımsızlaştırıldığında ipi koparmaya eşdeğer bir durum oluşur...

Devlet adamı/hükümet adamı olmanın aforizması bizden çok evvel yazıldı:

"...Ben sana Vali olamazsın demedim oğul; adam olmazsın dedim..."
Yakup Çeçen Esas olan halktır.(kavimdir)Her halkın,diğer halkların sahip olduğu degerlere,kurum ve kuruluşlara sahip olma hakkı vardır.Benim(bir Türk olarak)Resmi.Dililm,Dinim,Bayrağım,Sınırlarım,Vatanım,Mahkemelerim,Hastahanelerim,Tapu Dairelerim var.Kürt kardeleşiminde(illa kardeşlerim olması gerekmez,bu sudandaki hırıstiyan ayrılıkçılar içinde geçerlidir)Bu haklara sahip olma hakkı vardır.Başta bunda anlaşmak gerekir.İkincisi ,bir halkın hakları şarta bağlanamaz...Hamas şeratçı,Taliban terorist,çeçenler bağımsızlıkçılar goşist,Doğu Türkistanlılar emperyalizmin kolu,Kıbrısın birliğini savunanlar yunan işbirlikçisi,Kürt silahlı hareketi polpotçu...Mustafa Kemal,ankara hükümetini ilan ettiğinde,(Türk ulusal devletini kurmaya kalktğında,sizin deyiminizle..Türkçülük 'Fitne'sine yuvarlandığında)Meşru devlet , hükümet ve Vahteddin Bu(KCK)yapılanmasını terorist ilan etmişti...Mandela,yaserArafat bir zamanların teroristleri değillermiydi..keza örğütleride...Bir halk 'ağaca tapanların'peşinden gidebilir,bu bize şart koşma hakkı vermez.Kaldıki,Bütün 'hak'dinlerin 'rütüel'lerini aldığı dindir,zerdüşlük.(dinime küfreden müslüman olsa)Bundan bahsedenler,zerdüşlüğü biliyorlarmı aceba?....Tek di.tek devlet,tek bayrak muhabetleriyle açılım olacağını söylemek,aslında yaşadığımız savaş,şiddet ortamının da arka planını ve insiyatifini göstermektedir.Rüştü arkadaşımın dediği gibi,hükümetin elini tutanmı var.Güney Afrika ve ingilter örneklerinde görüldüğü gibi(görüşmeler,müzakereler devam ederken silahlar,bombalar patlamaya devam ediyordu)Yapsın bakalım şu açılımı(bayağıda merak ettik)Bütün bu yaşananların sebeplerinide ortadan kaldırmış olur...Kürt silahlı hareketini eleştirebilir,yerden yer vurabiliriz.Bu dün şeyh said,seyid Rıza içinde geçerlidir...Hatta, pkk ortadan kaldırlıldığı vakit yerinini alacak örgüt içinde geçerlidir,daha şimdiden küfredelim...ama bu Kürt Halkının meşru haklarının haklılığının,yukarıda belirttiğim kendi kaderini tayin etme haklılığınıda ortadan kaldırmaz....
Adnan Onay İktidar,kürt sorunu konusunda projeksiyonunu biran evvel açıklamalıdır..Silahları susturmayı değil,teslim etmeyi amaçlamayan hiç bir yaklaşım sonuç vermez..O nedenle;yeni anayasa öncesi açıklanacak çözüm yolları şiddetin gücünü de etkiler....Bunların söylüyorum ama, bir gerilla tipi örgütlenmesi olan bir örgütle mücadele de ,onun sivil uzantılarına dokunulmasın demek,"siz,mücadele yapın ama başarısız olun"anlamına gelir......Ulıus devletin özgürleştirilmesinden anlaşılan şeyi etnik yapıların kendi başına örgütleşmesi olarak anlamak,devletin varlığına karşı çıkmak demektir...Oysa Türkiye,Osmanlının ardından burada yaşayanların yani hepimizin ortak kaderidir.....
Atilla Morçol Pkk önderleri bile "bizim devlet olma hakkımız var!" demezken bir türk asıllı olarak kürtlere devlet olma hakkını öğütlemesi Yakup Çeçen için tuhaf bir durum.Bilmem düşrüğü durumun farkındamı? Kürtlerin Güney Doğuda bir devlet olması bu gün ellerindeki hakların 100-150 yıl geriye gitmesi demektir. Türkiyenin ise bir kamburdan kurtulması demektir. Türkiye Güney Doğuyu, Kürt halkını hiçbir katkıları olmadan beslemektedir. Keşke Türkiye Kürdistanında müstakil Türkiyeden bağımsız bir devlet olsalar. Türkiye ve Türkler her açıdan,ekonomik,siyasi,kültürel,zenginlik açısından kazançlı çıkar.Rüştünün son yorumunun; ne felsefi ne siyasi nede islami hiçbir kurala ve bilimsel veriye istinat etmediğini söyleyebilirim. Pkk mazlum değil,suçlu ve saldırgandır. Bekada ve Kandilde Kendi kürt gençlerine ne zulümler ve infazlar yaptığını,bizzat şahidi ve mağduru Selma Korkmaz'dan dinlenmesini tavsiye ederim. (Bakınız Nasname) Devlet Kürt Halkına yönelik inkar ve asimilasyon politikarını %90 terk etmiştir Erdoğanla. Kürtlere siyaset yapma hak ve özgürlüğünün önünde hiçbir engel yoktur. Hak silahla değil siyasetle alınır. Silahlı hak arama böyle bir vasatta meşru değildir. O nedenle terördür diyorum. Alper Görmüş'ün de belirttiği gibi Dağa Çıkış Şartları bu gün ortadan kalmıştır.(2007 den bu yana) Dağda kalma şartlarıda. Ama Kürt halkı için yargı önüne çıkma özverisinde bulunamayan Pkk önderleri Hem Türkiyeyi hemde Kürt Halkını felakete sürüklemek istiyorlar. Buna kimse izin veremez. Ve güvenlik güçleri terörü amaç edinmiş profestonel şebekeyi temizlemek için bordo bereliler ve genel kurmay olarak araziye sürülmüştür. Pkk nın zayiatı daha şimdiden büyüktür. Lider kadrosu teslim alındığında terör biter. Kürtlerde kalan haklarını siyasetle elde ederler. Pişman olan Pişmanlık yasasından yararlanarak teslim oluyor zaten. Kimsenin hiçbir şeyi bahane ederek 70 milyon insanın geleceğini ipotek altına alma hakkı olamaz.
Rüştü Hacıoğlu Atilla bey; memurlardan yapılan vergi kesintisi devletin milletine yaptığı propagandadan başkası değildir. Artı değer üretmeksizin bizatihi başkasının (işçi-çiftçi) ürettiği artık değerden nemalanan memurun vergi verdiği iddiası neyse, devletin Kürtleri haybeye beslediği propagandası da odur.

"Allah indinde din islâmdır" gibi veciz bir sözü her nerede sarf etsek "bravo!" almak işten değildir ama bu sözün imâ ettiği gerçeği ayaklandırmaya kalksak evvela karşımızda bu vecizeleri en çok alkışlayanları buluruz...

Bazı iddialara göre Türkiye'de inşaat sektörünün amele gücünü Ordu'lular(şehir olan Ordu) oluşturuyormuş. Ama ne hikmetse Ordu'dan çıkan fındığı toplamak için amaleyi ithâl etmeleri gerekiyor.

Ege'de Kürt nüfusun artışından söz ediliyor ama Ege'nin verimli ovalarına bereket saçan ırgat terinden konuşmak kimsenin hoşuna gitmiyor.

İsrailoğulları dün nasıl Mısır medeniyetinin temellerini tutan köle gücünü oluşturuyorduysa, Kürt amele gücü de bugün Cumhuriyet'in üzerinde yükseldiği temeli temsil ediyor.

Sen hiç gördü mü 3 yanaklı bir adam? diyor ya çocuk şarkıları Atilla abi; ben de siyasal analizlerimi üzerine inşa ettiğim metodolojiyi bu çocuk şarkılarından çıkarıyorum: sen hiç gördün mü MARABASIZ bir ağa?

"Züğürt ağa" filmini seyrettin mi bilmiyorum, Haraptar'ı bilir misin bilmiyorum ve işlerin nasıl döndüğünü bilip bilmediğini de bilmiyorum ama ben şu yaşımda bir neticeye ulaştım. Allah'ı kandıramayacağımı anladım ve zavallılar sırtında yükselen bu düzendeki sınıfsal pozisyonumu neye borçlu olduğum konusunda haydutlar vadisinde üretilen efsanelere yaslanarak vicdanımı yemeyeceğime dair yeminim var; her ne kadar haydutlar vadisinin neferiysem de, ölmeyecek kadar domuz (öteki) eti, kan(kürt kanı) ve leşle(düzenin devamının bedeli genç kurbanlar) beslendiğimi itiraf ediyorum...

Allah indindeki islâm da öteki sırtında yükselmiyordur herhalde? Akparti siyaset akademisinden, Cuma hutbelerinden ve Fatih üniversitelerinin bilim kürsülerinden söylediklerimi duyamıyor oluşun bunların gerçek dışı olmalarını gerektirmez; hakikati aradığın yerle ilgisi olabilir daha ziyade. Develerini saray çatısında arayan adamlarla Allah'ı saray yataklarında arayan Buda'nın hikâyesi bir yerde...
Atilla Morçol Rüştücüm "çocuk şarkılarından" yapılan analizller ancak çocukça olacağı gibi inşa ettiğini zannettiğin metodolojide metodoloji değil yönsüzlüğe ve karışıklığa vesile olan metodsuzluk olur ancak. Vergi konusunda söylediklerinin de ilmi hiçbir değeri yok. Memurda işçide vergisini kuruşuna kadar vermektedir.Buna Kürt memurlarda işçilerde dahildir ve ben bunu kasdetmemiştim. Kürdistandan alınan vergilerle(!?) oraya yapılan yatırım ve harcamalardan hiç haberin olmadığı anlaşılıyor. Artık değerinde ne olduğunu bildiğin konusunda kuşkuluyum! Türkiyedeki kapkaçtan, sahte fatura ticaretine, uıyuşturucu ticaretinden,moltofla fakir fukaranın sokaktaki arabalarını kundaklayanların büyük ölçüde Kürtler olduğunu görmezden gelmekmi hakkaniyetli olmak! 2002 den bu yana Türkiye de olup bitenden, kürt ve türk halkının hayat standardındaki düzelmeden,sosyal adaletteki iyileşmeden hiç haberin olmadığı yada ideolojik nedenle görmek istemediğin belli. Van debreminde o yıkılan binaları türk müteahhidler yada devlet değil kürt müteahhitler yapmıştı Rüştücüm! Kürtün halkdüşmanları ile türkün halkdüşmanlarını ki ben bunları kürtçüler ve türkçüler olarak görüyorum aralarında ideolojik olarak hiçbir fark yoktur. Başa dönecek olursak; Muğlalı isminin oradan silinmesi demek devletin asimilasyoncu ve inkarcı kürt siyasetinden vaz geçmesi demek.Bu kötü bir şeymi? Bu takdir edeceğine bir kulp bulup burun kıvırılmasının alemi nedir?Diyorum!
Rüştü Hacıoğlu Kulp yok Atilla bey; sizinki algı problemi. Yukarıdaki ifademin herhangi bir kulpla ilgisini kurabilmeniz, Kürtlerle ilgili lapsuslarınızı görebilmemize fayda sağlıyor sadece.

Eskiden şöyle bir ifade duymuştum mealen; Refah partililere dini siyasete alet ettikleri iddiası yöneltilirken CHP'lilere din düşmanlığı yaptıkları iddiası yöneltiliyordu. Her iki kesime hitaben, iddiaları sadece 'yıpratma amaçlı iftira' olarak algılamaktan, söylenenlerin kimi gerçekleri barındırdıkları ihtimaline kapıyı açık tutmaları gerektiğine vurgu yapılıyordu; anlayana sivri sinek...

Bu çerçevede Kürtlerle ilgili yargılarınızda bazı problemler olduğu vurgulanıyorsa bunu gözden geçirmenizde fayda olabilir...
Yakup Çeçen Kürt halkının benim öğütlerime ihtiyacı olduğunu sanmıyorum.Benim Türk olmam,mesela Filistinin bağımsızlığını savunmamı engellemeyeceni düşünüyorum.Ayrıca kendisi karar verecektir,nasıl yaşayacağına...Demokratik özerklik dediler,bakın başlarına gelenlere.Onlarda bundan bir sonuç çıkaracaklardır.Birinci dünya savaşından sonra beş parçaya bölünen bir halktır bahsettiğimiz...İngilizlere karşı çanakkalede birlikte mücadele verdik(Ermeni,Rum askerlerde çarpışmıştı,bizimle birlikte.Bilinçli olarak anlatılmaz,atlanır)dediğimiz bir halk.Mücadele ettiğimiz ingilizin dilinde eğitim yapılıyor bu gün bu memlekette,ama kürde gelince 'açılımcı' başbakan karşı..Dörtyüz ellibin nüfuslu Lüksemburgun başbakanıyla demli çay içiyor bu ülkenin başbakanı..Almanyada Haklı olarak karşı çıkıyor,asimilasyona.Dilinizi öğrenin diyor'Yetmez ama Evet'diyerek desteklediğimiz başbakan.Ama kırk milyonluk Kürt halkının ana dilde eğitimine karşı.Siyasetin önü açıkmış...Şiddetle en ufak bir ilgisi olmayan,tek suçu yeredel siyaset yapmak olan insan kalmadı içeri alınmayan... Kemalist devletin merkezine yerleşen bu hükümet,yeni kemalist devlet konseptini oluşturuyor...Zaten başka türlü olması mümkün değildir,çünkü bu fransız tipi 'üniter'devlet yapısı imparatorluktan devraldığı HALKLarın inkarı,asmilasyonu üzerinde yükseliyor.Önce gayrı müslüm halkların imhası sonra kürtlerin...Ben bu devletin Kürtlere,inananlara,sosyalistlerine neler yaptığını bir anlatmaya başlasam içinden yüzlerce selma korkmaz anlatısı çıkar...Bütün iyi niyet,onurlu birbarış ve şiddetin biteceği algısını ortadan kaldıran devlet ve bu hükümet,belliki uzunca süredir ince ince hazırlanan bir planı ortaya koyma peşindedir:Muhafazakar demokratların,Liberal,sol liberaleren arkasına aldığı toplumsal destekle kürtler dizlerinin üzerine getirilecek,ufak tefek hak kırıntıları(mustafa muğlalı adı kaklmış)ile bu(kürt sorununu)zamana yaymak.Eskiden beri yaptığınn devamı...çözümsüzlük!
Yakup Çeçen Tesadüfen şimdi denk geldim bu yazıya,bütün meramımı anlatıyor diye buraya aldım...Topyekûn direniş
Eren KESKİN Güncellenme : 08.11.2011
O kadar çok sorun var ki coğrafyamızda, sürekli tartışmamız gerekiyor.

Ancak neyi kimle tartışacaksınız?

Çoğunluk, her şeyi yanlış biliyor çünkü!

‘Kürt Sorunu’ denilen sorunun aslında bütünüyle bir ‘Türk Sorunu’ olduğunu,

‘Sözde’ tanımlaması ile ifade etmeye çalıştıkları ‘Ermeni Sorunu’ nun tam anlamıyla bir SOYKIRIM olduğunu!

Bu coğrafyada, her baskının, her yok etme politikasının arkasında ‘rejimin bekçileri’ olarak gördükleri, militaristlerin bulunduğunu!

Türkiye’de ‘çok korktukları’, ‘anti-laik’ gelişmelerin, bütünüyle ordunun kontrolünde olduğunu!

En çok imam hatip okulunun, 12 Eylül Askeri darbecileri tarafından açıldığını!

Din dersinin, “zorunlu ders” olarak, müfredata koyanların yine 12 Eylül darbecileri olduğunu!

Her şeyi ama her şeyi yanlış biliyorlar...

Bu yanlış bilmelerin belki de en önemlisi PKK hakkında yanlış bilinenler.

PKK gökten ‘zembille’ inmedi. PKK bir ulusa yönelmiş, ‘yok etme’ yaklaşımına tepki olarak doğdu.

‘Şiddetle aramızda ince bir çizgi var’. Herkes bir anda şiddetin faili de olabilir, mağduru da!

Önemli olan, şiddeti yaratan mekanizma ve uygulamayı ortadan kaldırmaktır. Tüm talepleri bu amaca yöneltmektedir.

Geçtiğimiz günlerde, bir yazımda daha bahsetmiştim.

Van Çatak’ta bir toplu mezara gitmiştik. Yanımızda Alman siyasetçiler, insan hakları savunucuları, İHD’liler ve Barış Anneleri’nden bir grup vardı. Yanımızdaki Barış Anneleri’nin, çocuklarının cenazeleri de kayıptı. Yıllardır çocuklarının, kemiklerinin peşindeydiler.

Ulaştığımız, dağın tepesindeki toplu mezarda, üzerleri taşlarla örtülmüş, insan kemikleri ve kafatasları vardı. İnanılmaz bir görüntü idi.

Bir yanda devletin kullandığı, yakıt çubuklarının parçaları, bir yanda gerillaların yemek kapları, giysi parçaları ve parçalanan bedenlerinden geride kalan, kemikler ve kafatasları.

Annelerin kemikleri ellerine alıp, ağlayarak okşamaları, orada bulunan herkesi kendinden geçirdi. Erkek, kadın ağlamayan bir kişi bile yoktu. O an, hepimizin aklından, yolumuzu ters çevirip, dağlara doğru gitmek geçti.

Bu gerçekten böyle oldu. Arkamızdaki her şeyi bırakıp, dağlara gitmek!

Şimdi bu yazıyı okuyan bazı kişiler, bu yazdıklarımı eleştireceklerdir. ‘Bir insan hakları savunucusu, bunları nasıl düşünür?’ diye.

Ama düşünülüyor işte!

Acılar arasında, rövanş savaşları yapılan bu coğrafyada, hep acıları yok sayılan bir halkın anneleri yanında, bu düşünülüyor.

Sonra tabii ki hepimiz gerçeğe döndük.

Biz döndük ama 15-16 yaşında bir gence bunu anlatamazsınız.

Bugün tek çözüm, PKK’yi yok saymadan, kurulacak çözüm biçimidir.

Savaş PKK iledir. Savaşın tarafı odur.

Bugün görülüyor ki, AKP anlaştığı ordu ile birlikte, ‘topyekûn bir yok etme’ kararı vermiştir.

Ancak bu kararları, sonuç alamayacaktır.

Sevgili Ragıp’a, Prof. Ersanlı’ya, Hatip Dicle’ye, Muharrem Erbey’e olan sevgimiz ve bağlılığımız, bizlere de ‘topyekûn direniş’i bir görev olarak yüklemekte.

Bizim fazladan inancımız ve yürek gücümüz var!
Atilla Morçol Hadi sizin dediğiniz olsun. yalnız 40 milyon değil 52 milyon:) ben sizin kadar karamsar değilim. umutluyum. Terör bitecek.Silahlar susacak.Türk ve kürt kardeşçe bu ülkenin eşit ve onurlu vatandaşları olarak yaşamaya devam edecekler. Meramımızı tam olarak burada dile getiremediğimiz gibi sizinde söylediklerinizi tam olarak anlayamıyoruz tabii. Hata,yanılgı,zaaf ,eksiklikten tamamen beri değiliz. Doğrularımız yanında yanlış bilgi ve algılarımızda olabilir tabiiki. Rüştü Kardeşimin dediği gibi şahsen "yargılarımı" gözden geçireceğim.Selam ve sevgiler sunarım.

Yazılamayanlara gelince;
Rüştü’nünde Yakub’unda “İslamcı” bir yönünün olduğu anlaşılmaktadır. Lakin kendilerini İslam ve İslamcılıktan ziyade “Pkk” ideolojisiyle özdeşleştirdikleri anlaşılmaktadır. Karşımıza çıkınca İslamcı jargondan da vaz geçemediklerini hatırlatırcasına din,imandan bahsedebiliyorlar. Oysa özgürlük savaşçısı,masum Apo kardeşlerinin yanında dinden imandan bahsedecek olsalar başlarına nelerin geleceğini çok iyi bildikleri halde.
Yakup, sapkın Kürtçü liderlerin bile telaffuz etmedikleri edemedikleri “kürtlere bağımsız devlet hakkını”  sorumsuzca telaffuz edebiliyor. Tam bir leylimlik örneği yani!  Ayrılma durumunda  laik diktatörlüğün nedemek olduğunu bağımsız kürdistanda  göreceklerine dair  hiçbir düşüncesi ve öngörüsü  yok.
Maocu,ladini  Apoyla ve Pkk önderlerinin Kürdistan’da öngördükleri devlet modeli ve ideolojisi hakkında  en ufak bir bilgiye sahip olmadan yada göz ardı ederek  “koşulsuz masaya oturmaktan” yada “devlet olma hakkından” bahsetmek  en hafifinden  sazanlıktan başka bir şey değildir. Koşulsuz masaya ancak “zafer”  kazanmışlarla oturulacağını bilmiyor bu arkadaşlar.Zaferin maliyeti konusunda da bildikleri hiçbir şey yok maalesef.  Yeni Devletin başı  hem Erdoğan ve hem de Gül;”gelin silahı bırakın.Zamanında  bir çok hatalar yapılmış.Haksızlıklar edilmiş,bunları bir kenara bırakalım  barış içinde  bir arada yaşayalım, devlet olarak asimilasyondan ve inkar politikalarından vaz geçiyoruz. Kürdüyle,lazıyla,türküyle hepimiz bu ülkenin eşit ve onurlu yurttaşları olalım.” Çağrısına güveneceksin ve silahı bıraktığını açıklayarak teslim olmasanda  Barzannin teklifini kabul edip Kuzey Irakta ikamete razı olacaksın. Belki pkk milisleri için zamanla daha insani  bir çözüm bulunana dek  fedakarlık yapacaksın. Maksadın Kürt halkının iyiliği ise tabii.
                Rüştü ve Yakup  o kadar savrulmuşlar ki Erdoğan yada Gül ile Apo ,Karayılan arasında farkın yasallıkla  gayriyasallıktan öte gitmediği inancındadırlar! O zaman Allah sizi Apoyla haşretsin  ahiret yurdunda  duamıza içtenlikle “amin!” diyebiliyorsanız sizin bileceğiniz bir  şeydir. Ben  Gül’ünde  Erdoğan’ında mü’min,Müslim ve halk dostu adaletli,merhametli ,kalpleri Allah’ın haşyatiyle titreyen muvahhidler olduğunu düşünüyorum  ve onlar hakkında böyle bir duaya içtenlikle “amin” diyorum. Kürt sorununu Kandil Kafasıyla algılama sorunu yaşadıkları muhakkak. Kimbilir belkide şuurlu olarak Kandil mantalitesiyle soruna bakıyorlar. Bu o kadar sakat ve yanlışki;Van Debremine Devletin/Hükümetin  canla başla yardıma koşması,tüm toplumun  siyasi mülahazalarıo bir kenara bırakarak büyük bir kardeşlik göstermesi; bu arkadaşların  iddialarını ve söylemini ıskartaya çıkartıyor.Van  merkez ve ilçe belediyelerini 2009 Mahalli seçimlerinde %50-60 oy oranıyla DTP nin kazanmış olmasına rağmen toplum tarafından böyle bir kardeşliğin ve dayanışmanın gösterilmesi ve Devletin de Başbakanıyla,Cumhurbaşkanıyla canla başla Van'ın yanında  yer alması bunun delilidir. Bu güzel kardeşliği ancak Apo yada Karayılan görmezden gelebilir.
                Müminler münafık bile olmadıklarını kendi dilleriyle söyleyen  fasık,facir ve münkirler yüzünden  biri birleri ile çekişmezler.

22.01.2012


·  M'Ali Uzun
Hırant'ın katilleri ve arkalarındaki güçlerin karanlığı ile masum insanları istanbulda belediye otobuslerinde yada doğuda dershanelerde yakanlar ve bunun arkasındaki güçlerin karanlığı arasında hiçbir fark olmadığı anlaşıldığı gün; bu topraklar demokrasi,özgürlük ve adaleti hak etmiş olacaktır.Gencecik acemi askerlerin 25 tanesini pusuyla katledilirken de,35 gencin kaza olmadığının anlaşılması durumunda da hepbirlikte ayni protestoyu ve ayni tepkiyi gösteremezsek, terör,şiddet ve karanlık ilişkilere destek verilmiş olacaktır.İnsani ve ahlaki bir tepki tek taraflı olduğunda toplumdaki kutuplaşmaya neden olmakta bu da pusuda bekleyenlerin işine gelmektedir.

Mahmut Akengin ben ister otubüste ister çatışmada yada nasıl bir çarpışmada ölürse ölsun o mutevefa kardeşime kardeşim diyorum , şehit diyorum, allah rahmet etsin diyorum, mekanı cennet olsun diyorum, yine bir canımız gitti diyorum? peki siz dağda şehit düşmüş kürt kardeşim ne diyorsunu? terorist mi? insanlık ve ahlak sınırnız bu! bu nokta buyrun insanlığınız ve ahlağınızı ortaya koyma şansı! hiç eveleyip gevelemeden net ?

Dağdaki insanlara ellerindeki silahı bırakıp haklarını demokratik mücadeleyle,mecliste alın,hatta oyumuda size vereyim,aktif olarakta çalışayım diyorum. Devlet ve iktidar 1o yıldır inkarı,asimilasyon ve red politiskasını terk etti. Yani "d...Devamını Gör

müzmin hasatalığınız laf ebeliği! tek kelimeyle insanlık ve ahlak cevabı istedim yine demegoji ? sahi 7 bine yakın bdp li onlarca belediye başkanı ve 6 miletvekili neden zindanlar düzovada siyaset dediniz ya isterseniz zindanda siyaset diye bir kavram geliştirebilirsiniz ! tekrar size ayetle cevap veriyorum '' zulüme karşı suskun kalan dilsiz şeytandır'' mezar açılıyor ama 17 bin faili meçhulün tek bir zanlısı ortada yok bilinen kişilerin hepside başta mehmet ağar olmak üzere bizatihi erdoğan tarafından kurunup kullanıyor!

KCK yı kasdediyorsun ama o yasadışı bir örgüt.Binlerce eylemi var. Saymakla bitmez,istanbulda halkın otomonbillerini kundaklamak,belediye otobüslerini içindeki yolcularla birlikte diri diri kundaklamak, derhaneleri,okulları kundaklamak,vatandaşı kendi kurdukları mahkemelerde yargılayıb hapsetmek,haraç toplamak, Hazineden belediyelere aktarılan ödeneği Kandile göndermek v.s. v.s. Bunların herbiri ağır cezalık cürümdür. Faili mechuller aydınlanıyor bunu inkarmı ediyorsunuz!? Hepsi hesap verecek merak etmeyin. Ağarda, Ünal'da hesap verecek.Göreceksiniz. İnşaallah diyeceğinize Sanki anlattıklarım hoşunuza gitmemiş gibi bir haliniz var.

yani aynı anda hem emniyet hem savcı hem hakim oldunuz ve hükmü verdiniz! tam size yakışır bir değerlendirme! unuttuklarınız var şairler, ressamlar sanatçılar bunlar neden unutunuz sahi bu suçları nasıl olurda unutursunuz! ben inşallah demedim ben diyorumki ister kürt ister devlet ister fransız kimki zulüm yapıyorsa, kimki zulüm yapmışsa, kim ki hak ve haklı ortadayken zalimin yanında yer almışsa ve alıyorsa kimki obamaya karşı görevleri iyi yapıyor ve kendisi tarafından sözünün eri iyi talimat uygulayan oluyorsa allah belasını versin, dünyanın gördüğü ve görmediği bütün kötülükler onun başına gelsin ! kimki dini kullanarak birilerine birilerini yok etme emri ve talimatı veriyorsa allah onada aynını yaşatsın !

M'Ali Uzun Gerçekleri ortaya koyarız alan alır Mahmut bey siz bilirsiniz. İkna etmek zorunda değilim. Artık siyaset yapma zamanı, silahla Devlete kafa tutma zamanı geride kaldı. Şimdi demokratik yolları kullanma zamanı.Bana değilse bile Kemal Burkaya kulak vermenizi öneririm. Hoşça kalınız.

nihayet kendinizi eleverdiniz ! kürdün kürdü değil önemli olan kendi kürdünüz, kendi kürdünüzü yaratıp onun üzerinden bir bin yıl daha kürtlerin üzerinden oynayacaksınız öylemi! siz kürtleri kemal burkay gibi satılmışlara değer verecek kadar zavallı mı sanıyorsunuz? sizin ordan kürtler öyle mi görünüyor! siz kemal burkay ve topunuz her zaman yaptığınız gibi pensilvanyaya kulak verin vermeyede devam edin ... herkes kendi yoluna !

·  Yaşar Kurt Musa Anter'in oğlu dün Türkiye çok değişmiş demişti ve bu söylemi bazılarına çok hoş gelmişti, şimdi soruyorum 43 yıldır sürgünde olan bu şahıs neden sürgünde! değişen Türkiye de ne kadar değişmiş sunulur.

M'Ali Uzun Türkiyenin değiştiğini bir siz göremiyorsunuz sevgili Yaşar Kurt! kırk yıldır sürgünde olan Anter bile bu muazzam gelişmeyi görüyorda.Merak etmeyin Anter ve onun gibi haksızlığa uğramış tüm yurttaşlarımızın hakları verilecektir. İtibarları iade edilecektir.Anter'in Başbakandan özel izinle gelmesi bunu gösteriyor. Güney doğuda şu sıralar askeri bölgelerde,jandarmaya ait alanlarda kazılar yapılıyor iktidardan ve Devletin savcılarından başka kimsenin umurunda değil. Neden? Neden Bdp milletvekilleri kazı alanlarında değil?Neden destek yok? Neden bölge belediye başkanları bu kazıları görmezden geliyor? Hatta siz bile bu kazıları görmezden geliyorsunuz Sevgili Yaşar!

Mahmut Akengin m ali bey, haklısınız türkiye değişiyor ama bizler kafayı kuma sokmuş görmüyoruz! peki siz ne görüyorsunuz savaş uçaklarının halkı bombaladığınımı, uyduruk bir dilekçe ve uyduruk bir gizli tanıkla önüne gelenin zindanlara tıkandığını mı? asyayayı hristiyanlaştırma görevi üstlenen fetoş ve erdoğanın adını ağzına alanın zindanlara tıkandığını mı? devlet açık seçik katlettiği hrant dink davasının kararınımı? 9 yaşında taş atan çocuğa terorist ve örgütün adamı deyip, hrantın katillerini neredeyse zemzem suyuyla yıkama kalkan devletimi? saysam günlerce ve sayfalarca yazarım ve bir tanesine verecek cevabın yada cevabınız olmaz ama sahi siz ne görüyorsunuz bizim görmediğimiz bari gözümüze sokunda anlayalım? zulüme seyirci kalan '' dilsiz şeytan'' ımı yoksa ''haklının yanında olmayan hakkını ve insanlığını kaybetmişi'' mi ?
Mahmut Akengin hala ecek ıcak ! çıraklık, ustalık, kalfalık yetmedi hala ıcak ecek acak bizim görmediğimiz bu olmalı!

M'Ali Uzun Mahmut bey Anter Anter haberine bile yayın organlarınız sansür uyguluyor. Bakın Anter Anter ne diyor;"Havaalanında polislerin yanına doğru yaklaştığını belirten Anter, "Önce suratsız adamlar gelip üzerime çökecekler, kaba saba konuşacaklar sandım. Ama yanıma gelip, 'Hoşgeldiniz' dediler. Çok şaşırdım. Türkiye'de bu kadar çok şeyin değiştiğine rüyamda görsem inanmazdım" dedi.

Siz Örgütün vesayetindeki yayıorganlarını okumaya devam ederseniz Türkiyede hiçbir şey değişmedi demeğe devam edersiniz. Gerçekten değişmemiş olsaydı "kirli savaşa" rağmen Kürt halkının yanındaki duruşuma devam ederdim. 1990 larda Kürtlere karşı yoketme,asimilasyon ve işkenceyi her ortamda eleştirmiş bir insanım. Ama bu gün Silahlı mücadeleye devam etmek demek, Diyarbekir Cezaevinin mimarlarına hizmet anlamına gelmektedir.Siz bunu maalesef göremiyorsunuz. O dönemde barışı istemeyen Gladioydu,Jitemdi. Bu gün bu işlevi Kandil yürütüyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bangladeş Dosyası